
Katil İsrail, bir kez daha mazlumların üzerine ölüm yağdırıyor. Her gün, her saat, her dakika; kadın, çocuk, yaşlı demeden masumların kanını akıtıyor.
Tüm dünyanın gözleri önünde bir insanlık suçu işleniyor. Ancak bu vahşetin karşısında suskun kalan, kınama cümlelerinden öteye geçemeyen bir dünya var. Bu sessizlik, bu acziyet, bu kayıtsızlık; en az katiller kadar kirli, en az zalimler kadar utanç vericidir.
Ey İslam ülkeleri!
Birbirinizle rekabet ederken, makam ve koltuk peşinde koşarken, kendi iç hesaplaşmalarınızla oyalanırken, gözlerinizin önünde ümmetin çocukları toprağa düşüyor. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyerek kenara çekiliyorsunuz. Ama unutmayın: O yılan bugün Gazze'yi,Suriye’yi,Lübnan’ı ve İran’ ısırıyor; yarın dönüp sizin kapınızı da çalacak. Bugün susan diller, yarın kendileri için adalet isteyecek mecali bile bulamayacak.
Bu ateş yalnızca bu coğrafyayı değil, tüm insanlığın kalbine düşen bir ateştir. Masumların dökülen her damla kanı, zalimlerin boynunda birer zincir olacak. Ve siz ey katil İsrail:
Mazlumların ahıyla yükselen o lanet, sizi er ya da geç boğacak. Okanların altında kahrınızla can vereceksiniz.
Bu dünyadan, Gazzeli mazlumların yaşadıklarını yaşamadan göçemeyeceksiniz. Masumların gözyaşlarıyla sulanan bu topraklar, bir gün sizin mezar taşınız olacak.
Ey dünya!
Adaletin terazisini bozanlar, mazlumun feryadına kulağını tıkayanlar; şunu unutmayın: Zulüm ile abad olanın sonu, felaketle helak olmaktır.
Artık susmak, artık beklemek, artık görmek yetmez. Mazlumun yanında durmak; zalime karşı tek vücut olmak farzdır. Aksi halde, zalimin kırbacı bir gün sizin de ensenizde şaklayacak.
Yorum Yazın