
Her dönemin kendine has bir belası vardır. Geçmişte belki uyuşturucu, belki alkol, belki de başka bağımlılıklar toplumları içten içe kemirmiştir.
Ancak bugün, sessizce evlerin içine giren, gençleri ekran başında avlayan ve aileleri yok oluşun eşiğine sürükleyen yeni bir illet var: yasa dışı bahis ve kumar.
Artık bir kumarhaneye gitmeye gerek yok. Sokak aralarında fısıltıyla dolaşan siteler, sosyal medyada "kazandıran taktik" adı altında dönen manipülasyonlar ve göz boyayan kuponlar her yerde. Genç yaşta borca girenler, ailesinden gizli kredi çekenler, tüm maaşını "bir şans daha" umuduna yatıranlar… Sayıları az değil.
Bu sistem yalnızca bireyi değil, aileyi de yıkıma sürüklüyor. Yasa dışı bahis çeteleri, yalnızca insanları soyup soğana çevirmekle kalmıyor; aynı zamanda organize suçun, kara paranın ve hatta terörün finans kaynağı hâline geliyor. Bu sadece bir "oyun" değil, bir zincirleme yıkım hikayesi.
Devlet elbette bu konuda mücadele ediyor. Ancak yasa dışı bahisle savaş, sadece teknik ekipmanla değil; toplumsal farkındalıkla da verilmeli. Çocuklarına internet erişimi verirken ne izlediklerini bilmeyen bir ebeveyn, spor karşılaşmalarını yalnızca kuponla değerlendiren bir gençlik ve kolay yoldan zengin olma hayaliyle gerçek hayatı kaçıran bir toplum... Bunlar sürdürülebilir değil.
Bu meselenin çözümü, sadece yasaklarla değil; eğitimle, farkındalıkla ve alternatiflerle mümkün. Gençlere umut verecek projeler, sosyo-kültürel faaliyetler, maddi destek programları; hepsi bir bütün olarak düşünülmeli. Aksi hâlde, bu sessiz çöküşün önüne geçmek çok zor olacak.
Yasa dışı bahis, sadece bir kumar değil; bir toplumun geleceğine oynanmış karanlık bir oyundur.
Yorum Yazın